Portekiz'in mimari tasarım alanında çalışanları için kendilerini mimarlık dünyasının merkezinde görmek gurur verici bir an. Lizbon'da bulunan OODA Architectural Design'ın ortağı Julião Pinto Leite, evinden ayrılmadan doğuştan gelen merakını ve gezgin ruhunu bir süreliğine harekete geçirebileceğini düşünüyor. Fikir paylaşmak, ortaklık kurmak ve sorgulama ruhunun götürdüğü yere gitmesine izin vermek Julião'nun ve OODA'nın çalışmalarının temelini oluşturuyor. Ancak Julião ve ortakları deneyim ve itibar kazanmak için Portekiz'den uzakta uzun yıllar geçirmek zorunda kaldılar - örneğin Julião, Brezilya'da ve ardından Londra'da yaşadı. Dünyayı ayağınıza getirmek ne güzel!

Julião'ya göre, bir yer duygusu yaratabilmek, binaları kullanan insanlara faydalı olabilmek açısından hayati önem taşıyor. Bir mimar, ancak bağlamı derinlemesine anlamaya çalışarak, salt işlevsel olanın ötesine geçen bir eser yaratmayı ve bir sanat eseri gibi çevresiyle iletişim kuran ve ona yanıt veren bir şeye ulaşmayı başarabilir. Portekiz gibi köklü bir geçmişe sahip ancak kendisini toplumsal bir dönüşüm evresinde bulan bir ülkede, bir binanın sakinleriyle ve onların yaşam koşullarıyla nasıl etkileşime girdiğine yapılan bu vurgu, toplumsal rönesansın bir parçası.

Julião'ya göre merak, yaratıcı süreci gerçekten başarılı sonuçlara götürecek kilit unsur. OODA, bünyesindeki 50 mimarın kişisel meraklarından yararlanmak için kolektif bir çalışma şekli benimsiyor ve hiç kimsenin fikri bir diğerininkinden daha üstün olarak değerlendirilmiyor. Lizbon'da gerçekleştirilen WAF'ta Karl Lennon'la yaptığı söyleşide Julião kendi çocukluğunu, yapı taşlarıyla mutlu bir şekilde oynarkenki halini ve bugünkü stüdyosunu, büyümüş ama dünyaya hala meraklı gözlerle bakan ve burada iz bırakmaya hevesli bir grup oyun arkadaşı olarak tasvir ediyor.