2008 yılında Dünya Mimarlık Festivali'ni başlatırken Paul Finch'in aklında başarıları kutlamak, birbirimizden yeni şeyler öğrenmek ve en yeni ürünleri ve fikirleri keşfetmek için küresel mimari ve tasarım topluluğunu bir araya getirmek vardı. Paul, WAF'ı çok katlı bir pasta olarak tanımlıyor; katılımcıların takip edebileceği canlı kritikleri olan bir yarışma, sektör liderlerinin açılış konuşmacısı olduğu bir konferans, bir ağ oluşturma etkinliği, bir proje galerisi, bir ürün sergisi ve çok daha fazlası. Üç gün boyunca her an katılabileceğiniz birden fazla etkinlik bulunuyor. Sıkılmak imkansız.

Etkinliğin kurucu ortak olarak bizim için avantajı, küresel M&T topluluğunun nabzını aynı anda tek bir yerde tutabilmek. Ayrıca ürünlerimizi önemli kişilere sergileyebilme ve su barımızı mükemmel bir ağ oluşturma noktası olarak sunma fırsatımız da oluyor. Paul'un da belirttiği gibi, mimarlar ve tasarımcılar WAF'a karşı çok olumlu duygular besliyor; bu, dostça rekabetin yanı sıra işbirliği için ve dünyaya değerli eserlerini göstermek için bir fırsat. Bu atmosferin yaratılmasına yardımcı olmak ve tüm bu heyecan ve enerjiyle bir arada anılmak, marka olarak bizim için büyük bir kazanım.

Paul'u dinlerken Lizbon'un pandemi sonrası ilk canlı WAF için mükemmel bir yer olarak seçildiği hissine kapılıyorsunuz. Paul Portekiz halkını, Lizbon'un deniz kıyısındaki konumunu ve hem eski hem de yeni çarpıcı mimarisinin zenginliğini seviyor. Bu yılın teması "birlikte", Paul'un dediği gibi "yeniden birlikte" de olabilirdi. Şehirde hissedilen yenilenme duygusu bu yılın temasına mükemmel bir şekilde uyuyor. Paul'un WAF 22'nin başarılı dönüşü hakkındaki düşüncelerini keyifle izleyeceksiniz.